Yüregir ailesinin Yeni Adana Gazetesi ile Ulusal Kurtuluş Savaşımızda verdiği bağımsızlık mücadelesini yadsımak mümkün değildir. 105 yıl önce yayın hayatına başlayan gazete, türlü yokluklar içerisinde tren vagonunda yayınlanmak zorunda kalmıştır.
O zorlu günlerde tek amacı, Cumhuriyet ve tam bağımsızlıktır.
Ne yazık ki 45 yıllık bu kutsal mücadele iki gün önce sonlandırıldı ve gazete yayınını durdurmak zorunda kaldı. Gazetenin son sahiplerinden Çetin Remzi Yüregir’le tanışma fırsatım oldu.
Çetin bey nazik, güleç yüzlü, saygılı bir insandı. Yaşıyorsa uzun ömürler diliyorum.
**
Anadolu Basını üzerinde oynanan oyunlar sadece bu değildir. SEKA’ların kapatılması ile başladı. Bugün onlarca yerel gazete kapısına kilit vurmak zorunda kalmıştır.
Bunun tohumları 12 Eylülle birlikte atıldı. Faşist cunta kurşun ve mürekkep kokusu istemiyordu.
Ofsete geçildi. ama yine burnumuzda o mürekkep kokusu gitmedi. Adım adım bu günlere gelindi.
Şimdi internet icat oldu, mertlik bozuldu. Rotatifler durdu. Entertipler hurdacılara demir fiyatına satıldı. Tadı kalmadı gazete yayınlamanın.
**
El etek öpmeye başladı gazeteciler. Haber peşinde değil, para peşinde koşmaya başladılar. Yandaşlık, yoldaşlık doğdu. Habercilik bir kenara itildi. Gazeteler Sovyetlerin Pragdası gibi siyasi kamplara bölündü.
Halk unutuldu, vatandaş, idareci arasındaki köprü yıkıldı. Haz alamasak da internet gazeteciliğine elimiz mahkum.
Yalan habercilik, çamur atma, özel yaşamı hiçe sayma, fırıldaklık, döneklik tavan yaptı.
**
Bence bu böyle gitmeyecek. Bir düşünür şöyle der;
GAZETECİ ÇAĞIN KAHRAMANI DEĞİL,YAŞADIĞI ÇAĞIN TANIGIDIR.
BİZ TANIKLIĞA DEVAM ETME KARARINDAYIZ…